Yöneten misin Yönetilen mi?

Photo by Manuel Velasquez on Unsplash

“Yönetici var, yönetici var” derler.. Öncelikle yönetici ve yönetim kelimelerinin tanımını yapalım:

Yönetici: (sozluk.gov.tr)

1. isim Yönetme gücünü elinde bulunduran kişi, yöneten kişi, idareci, menajer

2. isim, spor Bir spor dalında takımların hazırlanması, oyuncunun bakımı, çalışma yerinin sağlanması, yapılacak karşılaşmaların planlanması vb. işlerle ilgilenen kimse.

Yönetim: (sozluk.gov.tr)

1. isim Yönetme işi, çekip çevirme, idare

2. isim, mecaz Dümen.

Türk Dil Kurumu’nun tanımından da anlaşıldığı üzere yöneticilik ve yönetim kavramları sadece iş piyasalarında değil, hayatın her alanında varlığını sürdüren kavramlar aslında. Bu gün toplumumuzun en küçük topluluğu olan çekirdek ailelerimizde de bir yönetim şekli ve yönetici/yöneticiler var. Ülkesi, memleketi, dili aynı olsa bile dışarıda gördüğümüz her insan, evlerde gördüğümüz her ışık ayrı bir yönetim şeklini ve yöneticileri temsil ediyor.

Bir iş insanını ele alalım. Bu kişi bir kadın yönetici olsun. Evinde, ailesi içinde ayrı bir yönetici tanımı, sosyal hayatında, arkadaşları arasında ayrı bir yönetici tanımı ve iş yerinde çalışanları arasında ayrı bir yönetici tanımı vardır. Hiçbir ortamdaki yönetim anlayışı ve yöneticilik yaklaşımı birbiriyle aynı değildir. Çok yüksek ihtimalle de yöneticisi olduğu ortamlardaki şartların birbirini etkilemesiyle oluşan “dış etkenlerle” yönetilen bir yönetici.

Peki, topluluğu daha da küçültelim:

Aileden de önce içinde olduğumuz bir sistem var; bu sistemin tek yöneticisi biziz ve yönetim tamamen bizim irademizde. Bu, uzun zamandır unuttuğumuz bir değer..

Her sıfattan ve ortamdan önce kendi hayatının yöneticisi olduğunu ve aslında tüm kuralları senin koyduğun bir yönetim sistemine sahip olduğunu sana hatırlatmak isterim..

Eğitim ve iş hayatından önce, yetişkin bir insan olduğumuzda aslında yönetici oluyoruz. En geç 18 yaşında zaten yönetici olduğunu daha önce farketmiş miydin; hepimizin yönetici olarak doğduğunu?

Bir çok konuda uykuda olduğumuz gibi bu konuda da bir çoğumuzun uykuda olması anormal bir durum değil. Çünkü doğduğumuz toplumun sistemi bize bir çok güzel alışkanlığı unutmamız ve edinmememiz konusunda canla başla çalışmaya devam ediyor. Bunun bir parçası olmak yerine hayatına uyanıp farkederek yaşamak kimsenin müdahale edemeyeceği tek özgürlüğümüz olan zihnimizin bakış açısıyla mümkün.

Biz buna “eğitimli zihin” diyoruz.

Tüm dış koşullara rağmen çatışmayı değil uyumlanmayı ve dengede kalmayı başarabilen bir zihin..

Hayat boyu halinden memnun bir hayatin garantisini veren bir zihin.

Doğuştan mükemmel bir yönetici olarak dünyaya geldiğini artık farketmiş olduğuna göre şimdi, uzun zamandır unutmuş olduğun zihninin yönetimi tekrar ele alıp, hayal ettiğin yönetim sistemini kurup hayatının keyfini çıkarmaya başlayabilirsin..

Başkalarına da hatırlatmayı unutma, uyanık kalmaya devam:)

Görkem Bakkaloğlu

Scroll Up